blog-image

Pencereler: Her Şey İçin Çabalamak

İstediğiniz bir şeyin gerçekleşmemesi, sıklıkla çevrenizce “gereken çabayı sarf etmemiş olmanızdan” kaynaklandığı sözüyle karşılanır. Peki, gerçekte olay böyle midir? Yani çaba harcanan her şey olumlu sonuç verir mi? Cevap emin olduğunuz gibi koca bir hayır. Bazen tüm yol dümdüz gidiyor gibi görünürken bir anda uçurumla karşılaşırız. Bunun sebebi bizim yanlış yolda oluşunuz değil, yolu ne kadar şekillendirmeye çalışırsanız çalışın yolun çabaladığınız müddetçe her daim istediğiniz gibi olacağına dair umudunuzdur. Klasik bir hikâyede geçen şu söz durumu açıklığa kavuşturur: “Beni öldüren soğuk değil, sizin vaadinizden dolayı ettiğim umuttu.”  Umut ettikçe isteklerinizi ve hayallerinizi bir amaca dönüştürmüş olursunuz ve bu umudun peşinden o denli savrulursunuz ki yaşamayı unutursunuz. Hayaliniz sizden uzaklaştığında ise kendinizi unutmuş olduğunuzun farkına varırsınız. Tam da bu konu üzerine Victor E. Frankl’ın şu sözlerini hatırlayalım:  
Başarıyı amaçlamayın; bunu ne kadar amaçlayıp hedef haline getirirseniz, elinizden o kadar kolay kaçırırsınız. Mutluluk gibi başarı da kovalanamaz: Kendisi ortaya çıkmalı ve bu sadece insanın kendisinden daha büyük bir davaya bağlanmasıyla veya insanın kendisi dışında bir insana tesliminin yan etkisi olarak gerçekleşebilir. Mutluluk kendiliğinden ortaya çıkmalıdır ve aynısı başarı için de geçerlidir, onu önemsemeyerek ortaya çıkmasına izin vermelisiniz. Vicdanınızın size dikte ettiğini dinlemenizi ve bunu bilginizi en yüksek seviyede kullanarak takip etmenizi istiyorum. Bu sayede uzun vadede bunu görebilirsiniz. Uzun vadede başarı sizi takip edecektir çünkü onu düşünmeyi unuttunuz. 
Umut ederek ona bağlanmış ve onu önemsemiş olursunuz. Bu tarz durumlarda önemsenen daima kaçma eğilimine girer. Böylece amaç haline getirdiğiniz istek, bir kedi fare kovalamacasına dönüşür. Peşinden koştukça daha da hızlanır ve enerjiniz tükendiğinde gözünüzden de kaybolmuş olur. Özellikle de mutlu olmak adına birtakım hedefler oluşturmamakta fayda var. Çünkü mutluluk kavramının en temel ögesi “spontanlık” yani kendiliğinden oluşmasıdır. “Şu gerçekleşirse kesinlikle mutlu olurum” demek sizin hayatla olan bağınızı koparır ve mutluluğun en temel ögesini de işlevsiz bıraktığından en iyi ihtimalle kavram da yaşayacaklarınız da yapaylaşmış olur. Bilirsiniz ki yapay olan hiçbir şey doğal olanın yerini tutmaz. O yüzden Frankl’ın dediği gibi mutluluğu kovalamayın, size gelmesini bekleyin. Tabii, böyle yazınca “hiçbir şey için çabalamayın, olduğunuz yerde size gelmesini bekleyin” algısı yaratmış olmak istemem. Elbette, bazı amaçlarınız doğrultusunda çaba sarf edeceksiniz ancak çabanızı koşullandırmayacaksınız. “Elinden geleni yapmak” denilen ifadeye giriyor bu. “Bunları yaptım, kesin olacak/olmalı.” tarzında düşünmek yerine sadece yapmak sizi daha az yıpratır ve büyük ihtimalle de isteğinize ulaşmanızı sağlar. Ayrıca süreçten olumlu etkilenmeyi düşünebilirsiniz. Dünya genelinde insanlar sonuç odaklı oldukları için süreçte neleri yaptıklarını ve nelerden keyif aldıklarını göz ardı ederek sonucun olumsuzluğuna vurgu yaparlar. Oysa süreç içerisinde kendinize, çevrenize ve de isteklerinize neler kattığınızı düşünerek sonucun “yıkıcı” etkilerinden korunabilirsiniz. Yaşayacaklarınıza daha vakit var, yaşadıklarınız ardınızdadır. Bu yüzden yaşıyor olduklarınızda kalın ve onlara odaklanın. Bu ifade de söylerken kolay, uygularken zordur ancak deneyip başardığınızda gerçekten nefes almanın ne anlama geldiğini öğrenmiş olursunuz.  

https://www.newspdr.com/

Furkan Sadık Öz

Merhaba, ben Furkan Sadık Öz. Bayburt Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2019 yılı mezunuyum. Bayburt'ta bulunan anaokulunda ve ilkokulda almış olduğum zorunlu stajlarla kendime yeni bilgiler ve tecrübeler eklemekte ve şuan çalışmakta olduğum özel eğitim kurumunda edindiğim deneyimlerle de bunları arttırmaya çalışmaktayım. Özellikle yoğunlaştığım alan çocuklardır ve kendimi bu konuda geliştirmek için elimden geleni yapmaktayım. Bunun dışında hobilerim arasında yazı yazmak bulunduğundan ötürü birkaç çevrimiçi dergide yazı yazmaktayım. Bunun yanı sıra Kızıl Gelincik isimli kitabın yazarlarından birisiyim. Aynı zamanda yazmış olduğum iki kitabım da yakın tarihte basıma verilecektir. Her geçen gün kendime, çocuklara ve insanlara katkıda bulunmak için çabalamakta ve bu azmi sürdürmekteyim.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!